Konumuyla ülkenin tam kalbinde bulunan Santa Clara, devrim mücadelesinin en önemli kalelerinden biri olarak zaferin kazanıldığı şehir aynı zamanda. Ülkenin her yerinde karşınıza çıkan devrim ve komünizmin izleri, Santa Clara’da tam anlamıyla ete kemiğe bürünüyor. Küba’nın ziyaret ettiğimiz diğer şehirleri gibi geçmişte takılmışlık hissi burada da devam ediyor. Klasik arabalarla dolu sokakları, eski ama mimarisiyle etkileyen yapıları ve yavaş akan zamanıyla Santa Clara’da da geçmişte izlediğimiz tarihi bir film tekrar yayınlanıyormuş hissiyle doluyoruz. Devrimin ve Che’nin evini sakin, samimi ve gurur yüklü buluyoruz.
Santa Clara, devrime giden yolun en önemli ve son noktası olmuş. Batista hükümetinin devrildiği gün, mücadelenin liderlerinden Ernesto Che Guevara ve Camilo Cienfuegos’ın öncülüğünde savaşan birliklerin şehre girerek bu önemli kaleyi ele geçirdikleri 31 Aralık 1958’de günü. Guevara ve Cienfuegos’a bağlı birlikler şehri bir gün içerisinde kazanıyor. Bu kazanımda, Batista hükümetinin kendi birliklerine yolladığı içi silah ve mühimmat dolu trenin (hikayesini aşağıda anlatacağız), patlatılarak ele geçirilmesinin büyük önemi var. Akabinde devrim cephesi tüm ülkede zafer ilan ederken, devrik lider Fulgencio Batista 12 saat sonra ülkeyi terk etmiş. Che’nin savaştığı son cephe olması ve devrimin zafere ulaşması sebebiyle Santa Clara, “Che’nin şehri” olarak anılıyor. Bu yüzden şehrin her bir noktasında Che’ye saygı duruşu niteliğinde anıtlar, heykeller, posterler, fotoğraflar ve dahasını görmeniz mümkün.
Che Guevara Mozalesi
Tepemizde Küba’nın gözlere sıcak sis perdesi indiren güneşi, şehre tepeden bakan bu devasa meydanın tam ortasındaysa Che Guevara’nın bronz heykeli… Kübalı heykeltıraş Jose Dellara’nın eseri olan yaklaşık 7 metrelik heykel, üzerinde “Hasta la victoria siempre” yazan bir kaidenin üzerinde yükseliyor. Tek ve bağımsız bir Güney Amerika hayaliyle de o yöne bakıyor. Heykelde Che, Santa Clara’yı ele geçirdiği günkü haliyle tasvir edilmiş: Girdiği çatışmada kırıldığı için sol kolu boyun askısında, sağ elinde ise bir silahla. Heykelin bulunduğu platformda ayrıca Che’nin Fidel Castro’ya yazdığı veda mektubu ve Che’nin farklı anlarının tasvir edildiği duvarlar var.
Yaratıcısı Dellera, heykeli şu sözlerle anlatıyor:
“Che’nin sağlam ve güçlü kişiliğini temsil eden çok saf geometrik öğeler, dikdörtgenler ve kareler kullandım.”
Bu anıtın yapım sürecini de kısaca anlatalım: Küba hükümeti 1982’de Santa Clara’da bir Che Guevara anıtının yapımına başlar. 28 Aralık 1988’de resmi olarak açılan anıt, yukarıda bahsettiğimiz heykeli, Guevara’nın yaşamını detaylandıran bir müzeyi ve geniş bir çinili geçit törenini içerir. Ancak cesedi kayıp olan Che için bir türbe yapılamaz. Che, 1967’de Bolivya’da kötü yönetilen bir isyana liderlik ettikten sonra Bolivya askeri güçleri tarafından öldürülmüştü. Vücudu işaretlenmemiş bir toplu mezara atılmış ve 1997 yılına kadar bulunamamıştı. O yıl, Bolivya’daki toplu mezar bulunup açıldı ve aynı mezarda bulunan Che ve diğer 6 gerillanın mezar kalıntıları Küba’ya iade edildi. 17 Ekim 1997’de askeri törenle anıtın altına gömüldü. Bolivya’da daha sonra yapılan kazılarda bulunan 23 savaşçının kalıntıları da sonradan aynı noktaya gömüldü.
Fotoğraf çekmenin yasak olduğu müzede; Guevara’nın silahı, tıbbi sertifikaları, fotoğrafları, pipoları ve daha pek çok kişisel eşyası eşliğinde hayatı anlatılıyor. Çocukluğumuzun güzel anılarından Che ile daha yakından tanışmak için doğru yerdeyiz.
Anıtta geçirdiğimiz saatler, Küba’daki zamansız anlardandı. Merakla izleyip, saygıyla ayrıldık.
Monumento a la Toma del Tren Blindado
Yukarıda bahsettiğimiz, Che ve birliklerinin raydan çıkararak zafere ulaştıkları, Batista hükümetine ait cephane, ağır silahlar ve 300 asker taşıyan zırhlı tren, bu alanda sergileniyor. Vagonların içinde, savaş sırasında kullanılan silahlar, molotof kokteyli örnekleri, kıyafetler, Che’nin cephedeki fotoğrafları ve çeşitli dökümanlar bulunuyor.
Santa Clara ile ilgili birkaç not ve ipucu ile bitirelim;
- Villa Clara bölgesinde bulunan Santa Clara’ya biz Varadero’dan arabayla geçtik ve yaklaşık 3 saat sürdü. Eğer Havana’dan toplu taşıma ile gelecekseniz otobüs, tren ve taxi colectivo’lar ile ulaşım sağlayabilirsiniz.
- Biz şehri günübirlik ziyaret ettik. Bu sebeple kalacak yer önerisi yapamıyoruz ama burada da casa’larda konaklayabilirsiniz.
- Che Mozalesi ve Tren Blindado’yu gördükten sonra sıcaktan bitkin vaziyatte olacaksınız. Tavsiyemiz, hemen Küba’nın meşhur dondurmacısı Cornalia’ya gidip içinizi soğutun.
- Son olarak, şehrin meydanındaki parkta veya çevresine sıralanmış restoranlarından birinde yemek yiyebilirsiniz.